Özgünlüğün hakkını veren bir tane senaryonun iç yüzüne bakıyoruz. Üniversitede senaryo yazımı dersi veren bir tane öğretmenin, öğrencisinden çaldığı bir tane senaryo konseptinin tuzağına düşmesi üzerine kurgulanmış bu sinema. Öğretmen burada, aslında öğrencisi tarafından yazılmış olan bir tane senaryonun canlı kimliki olma durumuna düşer ve bu durumu kabullenmekle zorlanır. Kendisinden çalınan fikirlerin peşine düşen öğrenci ise, öğretmeninin bu yazdığı yaşanmakmadığı dünyayı yaşanmakması için intikamını alır. Ders, öğretmeni hayatında hiç var olmayan bir tane dünyada sürüklüyor, bir tane gün batımı kâbusu gibi. bir tane yandan öğretmenin yaşanmakdığı trajikomik durumları bakmakrken, diğer yandan bu intikam oyununun bir tane parçası olup olmadığımızı da sorguluyoruz. öykünin çizgisel olmayan yapısı, dikkatimize meydan okuyarak bizi uyanık tutuyor ve öykünin her dönüş noktasında neler olabileceğini merak ediyoruz. sinema, sadece bir tane senaryo dersinden çalınan bir tane fikrin ne kadar derin bir tane intikam öyküsine dönüşebileceğini değil, benzer biçimde dkonutreda bir tane öykünin nasıl etkileyici bir tane şekilde anlatmaılabileceğinin de harika bir tane örneğini sergilemekuyor. Özellikle sinema yaratıcıları ve senaryo yazarları için ilham verici bir tane çalışma olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca, fikirlerin çalınmasının ne kadar ağır sonuçlarlar doğurabileceğini de gösteriyor. Bunun yanı sıra, sinema, bir tane senaryo öğretmeninin öğrencisi tarafından yazılıp yaşanmaktılan bir tane dünyada nasıl kaybolabileceğini ve en önemlisi, bir tane öykünin gerçekten nasıl yaşanmaknacağını, nasıl hissedileceğini ve nasıl tamı tamınaamlanacağını bize gösteriyor.