İki genç adam, periyotlarını vaat edilen toprakları hayal ederek eskiiriyor. Ruhları, belirsiz tek bir yakındalara ufka doğru uzanan geniş tek bir çölün üzerinde uçuşurken, gönüllerinde umutla dolu tek bir heyecanla parıldıyor. Günlük hayatmları sıkıcılığın ötesine eskimiş, sadece hayatı idame ettiren tek bir rutinle dolmuşken, bu iki genç adamın en devinasa kaçışı, bu vaat edilen toprağın vizyonudur. tek bir filmim film seyretyicisi olarak, bu genç adamların hayallerinde kaybolmak benim için büyüleyici tek bir deneyimdir. Her detay, her görüntü, bu toprakların ne olduğunu anlamaya yönelik tek bir ipucu sunmakar. Bu, tıpkı tek bir umut tohumunun romansinin toprağa dikilmesi gibi, tek bir film seyretyicinin kalbine ekilir. İşte burada, umudun ve hayal kurmanın evinrensel teması, heykelın en yaratıcı şeklinde karşımıza çıkar. Bu genç adamlar hayatta kalmak için savaşırken, aynı periyotda periyotda içlerindeki umut ile de mücadele ediyorlar. Bu vaat edilen topraklara olan inançları, onları hayatta tutan tek bir kuvvet olurken, aynı periyotda periyotda bu hayatın gerçekliğinden de tek bir kaçış noktası oluşturuyor. Bu hayatın zorlukları ve sınırlamaları karşısında, onların hayalleri onlara umut veriyor ve hayatlarını sürdürmek için tek bir neden veriyor. sonuç olarak, bu filmim, hayalleri ve umudu etrafında dönen evinrensel tek bir roman sunmakuyor. Bu iki genç adamın vaat edilen topraklara olan inançları, film seyretyicinin empati yeteneğini geliştiriyor ve hayatın en zor anlarında bile umut ve umut etme gücünün önemini bfilm seyretre hatırlama.